islamiyet bu toprakların dinidir 1400 yıldan beri...
aldığımız gibi bırakmadık tabii. değiştirdik, yoğurduk, uyarladık çokça.. bölgeden bölgeye hatta şehirden şehire değişen dini geçtim, mahalleden mahalleye değişen ritüeller, ibadetler, yorumlar, yasaklar, asla'lar ve belki'leri barındırır bu torakların dini.
içinde barındırdığı tüm çelişkilere, saçmalıklara, yanlışlara rağmen iyi ki aldığımız gibi bırakmamışız, yumuşatmış, uyarlamışız kendimize araplardan aldığımızı.
anadolu müslümanlığı ise bunun bir genellemesi. aklımın almadığı ne çok şey barındırdığını farkettiğimde yazmak istedim hemen...
herkes elhamdülillah ve evelallah müslümandır bu mahalellerde....
domuz eti'ne tövbe haşa diyen ama nicel olarak en iyimser ifadeyle "denk geldiğinde" içki içmekten çekinmeyenlerin dini anadolu müslümanlığı.
rakı da domuz da yasaklanmış "aynı kutsal kitap çevirileri"nde "ben size bunları haram kıldım" cümleleriyle..
ama domuz eti yemek dinden çıkaran bir tabu neredeyse.. "daha günah" içkiye göre..
biliyorum, bu çelişki; "bu gazeteyi satın almak, uhud savaşında ok atmış olmak kadar sevaptır" sözleriyle zaman gazetesi abonesi olanlar için çok şaşırtıcı değil.
bu mahallelerde:
istisnasız herkes oruç tutar ramazan ayında.. bir ay boyunca içki içmeyişleri ve birahanelerin kapalı oluşuyla övünür bu mahallelerin sakinleri..
bayramın birinci günü meyhaneye koşan adamların, bir ay oruç tutup karıya kıza bakmak için belirli bir saatin gelmesini, belirli bir ayın bitmesini bekleyenlerin mahalleleri buralar...
"içinde büyüdüğüm" mahalleler, abiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder